Moskova

Moskova

5 Ekim 2024 Cumartesi

Baltacı ile Katerina o gün ne yaptı?


Metin Gülbay

Kaynak: https://medyagunlugu.com/

  

Baltacı Mehmed Paşa veya Pakçamüezzin Baltacı Mehmed Paşa 1662 yılında, Çorum Osmancık’ta, Karaağaç köyünde doğdu, 1712’de Limni’de öldü.

Hepi topu elli yıllık bir yaşam sürdü. Ancak onun hakkında tarihe öyle bir iz bırakıldı ki bugün bile çoğu Türk onu bu izle bilir. Halbuki paşanın bu izle uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Babamdan bile dinlemiştim, “Baltacı Mehmed Paşa Rus ordusunu Prut savaşında kıstırmış, sonra Rus Çariçesi Katerina savaş alanında paşanın çadırına gelmiş, o gece birlikte olmuşlar, paşa da kuşatmayı kaldırmış ve Rusya kurtulmuş. Yoksaaa, bugün Rusya diye bir devlet olmazmışmış.”

Bundan sonrasını ise hemen tüm büyüklerimden dinlemişimdir: “Bu Baltacı var ya bu Baltacı, aaaah ah! Biraz akıllı olsaydı, Rusya diye bir ülke yoktu bugün.”

Hani çok şehir efsanesi dinledim ve halen de dinlemekteyim ama dinlediğim efsanelerin doruğunda hâlâ Baltacı Mehmed Paşa-Katerina olayı durur. Bunu aşan efsaneye daha rastlamadım. Belki anlatılanların Rusya’nın yok olması kısmında birazcık doğruluk payı vardır. Tabii ki yenilen devletler yok olmaz ama eğer Baltacı saldırsaydı Rusların çok ağır kayıplar verecekleri ve sonradan “Deli Petro” diye anılan ve o sırada ordusunun başında bulunan Çar 1. Petro’nun esir alınmasıyla tarihin başka türlü olacağını söylemek mümkündür. Ama öyle olmamıştır.

 

Tarihçiler ise paşayı şöyle anlatır:

“Baltacı Mehmed Paşa 3. Ahmed’in saltanatında, 25 Aralık 1704 – 3 Mayıs 1706 ve 19 Ağustos 1710-20 Kasım 1711 dönemlerinde iki kez sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Genç yaşta ilim merakı ile Trablus, Tunus ve Cezayir’e kadar gitti. Daha sonra İstanbul’a döndü ve akrabalarından Hacı Sefer Ağa vasıtası ile saraya girdi. Burada önce baltacı oldu. Güzel sesli olduğundan musikiye heveslendi ve müezzin olup ‘Mehmed Halife’ namını, temiz yüzlü ve akça pakça bir insan olduğu için de ‘Pakçamüezzin’ lakabını kazandı. Ardından kâtipliğe heveslenen Baltacı Mehmed Efendi, önce yazıcı ve Aralık 1703’te ikinci imrahorluğa tayin edildi. İmrahor padişahın atlarına bakmakla görevli olan kimsenin unvanıdır.

Bu sırada henüz şehzade olan Ahmed ile iyi ilişkiler kurdu. 1703’te Edirne Vakası sırasında İstanbul’a ve sonra Edirne’ye giden isyancılarla yakın bağlantı kurdu ve bunların II. Mustafa’yı tahttan indirip yerine kardeşi 3. Ahmed’i tahta geçirmeleri için büyük gayret gösterdi. 3. Ahmed tahta geçtikten sonra Sadrazam Moralı Damat Hasan Paşa sultanın teveccühünü kazanan ve böylece hızla ilerlemesi beklenen Baltacı Mehmed’i kendine rakip olarak gördü ve onu terfi ettirmedi. 

Kasım 1704’te vezirlik de verilerek kaptan-ı derya yapıldı. Sadrazam olana dek bir ay kadar bu görevi yaptı. 21 Aralık 1704’te de ilk kez sadrazam oldu. Bu sırada kendi taraftarlarını önemli işlere yerleştirmeye çalıştı. Daha başka bir iş yapamadan 3 Mayıs 1706’da sadrazamlıktan azledildi. 

 

Önce Sakız Adası sonra Erzurum

Azlinden sonra Sakız Adası’na sürüldü. Daha sonra Darüssaade yazıcısı Nevşehirli İbrahim Efendi’nin yardımıyla Erzurum valiliğine getirildi. Haziran 1707’de ise Sakız muhafızlığı görevi verildi. Ocak 1709’da Halep valiliğine atandı. 

Baltacı Mehmed Paşa, 18 Ağustos 1710’da Köprülüzade Damat Numan Paşa’nın azledilmesinden sonra 2. kez sadrazam oldu. İsveç Kralı 12. Karl’ın (Demirbaş Karl) 28 Haziran 1709’da Poltava Savaşında Ruslara yenilmesi ve İsveç ordusundan arta kalan 1.500 kişilik bir kuvvetle güneye çekilerek Osmanlı Devleti’ne iltica etmek üzere önce Özi Kalesi’ne sığınması ve sonra da Bender’e yerleşmesi ile Osmanlı Devleti ile Rusya arasında çıkan anlaşmazlık ve çatışmalarla uğraşmak paşanın ilk faaliyetleri oldu. 

Bender’de mülteci olarak bulunan 12. Karl’ın İstanbul’a yazdığı mektuplarla Rusya aleyhine yaptığı kışkırtmanın etkisi ile Sultan 3. Ahmed 1711’de Rusya’ya karşı savaş ilan etti ve Prut Savaşı veya 1710-1711 Osmanlı-Rus Savaşı denilen savaş başladı.

Sadrazam olan Baltacı Mehmed Paşa Şubat 1711’de Serdar-ı Ekrem (sultanın katılmadığı seferlerde ordu kumandanına bu ad verilir) olarak tayin edildi. Sefer hazırlıkları tamamlandıktan sonra 9 Nisan 1711’de İstanbul’dan 200 bin kişilik bir orduyla ayrılan Baltacı Mehmed Paşa Tuna’yı geçerek Eflak’a girdi. Osmanlı kuvvetleri, 18 Nisan’da başlayan ve 4 gün süren Prut Savaşında Kırım Ordusu’nun da desteği ile Rus birliklerini Prut Nehri kıyısında bulunan bataklık arazideki Stanileşti Kasabası yakınına sürdü ve çember içine aldı. O an için kurtuluş imkânı bulunmayan Rus ordusu komutanı olan Çar I. Petro, Moskova’ya bir mektup yazarak durumun zorluğunu ve ümitsizliğini anlattı. Bunun üzerine Rusya Başkomutanı Mareşal Şeremitiyev Baltacı Mehmed Paşa’dan barış istedi. Baltacı Mehmed Paşa savaş heyetini topladı ve Rus başkomutanının kendisinden barış istediğini ve her türlü talebi kabul ettiğini belirtti. Bunun için heyette bulunanların görüşlerini aldı. Büyük çoğunluk bu barış önerisinin kabul edilmesini istedi. Çünkü uzayan savaşta yeniçerilerin rahatsız olduğu ve savaşın uzamasının ileride Osmanlı Ordusunda sıkıntı çıkaracağı düşünüldü. Bütün bu olasılıkları düşünen Baltacı Mehmed Paşa Rusya Başkomutanı Mareşal Şeremitiyev’in barış önerisini kabul etti. Ardından meşhur Prut Antlaşması imzalandı.

Antlaşmanın imzalanmasından Sultan 3. Ahmed de memnun olmuştu. Ancak ordusunu kuşatmadan kurtaran Çar I. Petro’nun vaatlerini yerine getirmemesi, sadrazama karşı İstanbul’da bir muhalefet grubunun oluşmasına yol açtı. Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa istediği tam neticeyi almak için ağır davranmaktaydı. Bu tutumu İstanbul’da yanlış yorumlara neden oldu. Ordu ile Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa Eylül’de Edirne’ye geldi. 20 Kasım 1711’de 3. Ahmet’in emriyle sadrazamlıktan azledildi.”1

Sicill-i Osmani’ye göre;

“Tarihçiler, Deli Petro’nun esirlikten kurtulmasına rüşvet ve İsveç kralına hiddet manasını verirler. Herhalde Rusya ordusunu imparator ile birlikte esir etse, tarihimizce şan aldıracak bir hizmetle iyi ün kazanmış olacaktı.”2

 

Katerina savaş alanında bile değildi

Görüldüğü gibi Katerina ile Mehmed Paşa hiç biraraya gelmedi. Hatta birbirlerinden çok uzakta bulunuyorlardı. Evet bazı tarihçilerin de doğruladığı gibi Katerina’nın Prut’ta kıstırıldığı için Çar Petro’ya “barış yap” telkininde bulunduğu Çar’ın da bunu kabul ettiği doğrudur. Bunu sağlamak için Baltacı’ya yedi araba yükü hediye gönderilmesini de Katerina’nın önerdiği belirtilir. Ancak Katerina’nın Baltacı’nın çadırına gittiği iddiası doğru değildir.*

Bu şehir efsanesinin doğru olmadığını Ahmet Akgündüz Rus ve Osmanlı kroniklerini inceleyerek belgelemiştir.Akgündüz’e göre, “Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa ile Rus Çarı 1. Petro’nun 1. Katerina’nın olay sırasında karşı karşıya geldiği gibi bir durumun söz konusu olmadığı gibi hatta Katerina’nın o sırada oralarda olduğunu gösteren bir kaynak da mevcut değildir”.3

 

Katerina Sarayı’nın müdürü ne diyor?

Rusya’nın St. Petersburg kentinde bulunan Katerina Sarayı’nın (Çarlık Sarayı) Müdürü Olga Taratynova, Rus Çarı ‘Deli Petro’, Katerina ve o dönemi 12 Temmuz 2019 tarihli haberde Euronews’e şöyle anlatıyor:

“O dönem yaşandığı söylenen olaylar efsane; bunlar ancak edebiyat kitaplarında yer alabilir…

Katerina’nın Baltacı Mehmed Paşa’nın çadırına giderek ona mücevherler hediye ettiğiyle ilgili iddiaların asılsız olduğunu kaydeden Taratynova, ‘Mücevherlerin verildiği yönündeki iddialar eski hikaye kitaplarında tasvir edildi’ diyor.”

Katerina ve Büyük Petro arasında büyük aşk yaşandığını hatırlatan Taratynova, o dönemle ilgili şu bilgileri paylaşıyor: “Birinci Katerina soylu bir aileden gelmiyordu. Baltık ülkesinden geliyordu. Katerina ilk başta Rus Çarı Büyük Petro’nun sadık bir arkadaşıydı. Daima ona eşlik etti. Her zaman yanındaydı. Petro’nun sağlık problemleriyle ilgili olsun, diğer zamanlarda olsun onun sorunlarını çözerdi. Petro da Katerina’ya saygı duyardı ve ona ciddi anlamda âşıktı. Katerina, Petro’nun hayatının son anına kadar onun yanında yer aldı. Çiftin 11 çocuğu oldu…

Prut Savaşı’nın yaşandığı dönemde Petro ile evli olmayan Katerina, savaştan sonra 1712 Şubatı’nda Çar ile resmen evlendi. 1724’te taç giydi.

Katerina aslında esir alınmış bir köylü kızıydı

“1. Katerina, Letonyalı köylü bir ailenin kızı olarak 1684’te dünyaya geldi. Asıl adı Marta Skavronska. İsveç ile yapılan savaşta esir alındı. Rus Çarı 1. Petro’nun silah arkadaşı Aleksandr Menşikov’un hizmetçiliğini yaptı. Petro ilk kez 1703’te onunla karşılaştı. 1. Petro 1705’te kız kardeşi Natalya’yı onun yanına göndererek Rusça öğrenmesini sağladı. Marta 1707’de Ortodoks inancına geçerek adını da Yekaterina Alekseyevna Mihailova olarak değiştirdi…

Katerina Sarayı’nda satılan ‘Rus Çarlarının Eşleri’ adlı kitapta Katerina ve Petro ile ilgili tartışmalı konulara değiniliyor. Kitapta Petro’nun ‘sevgilisi’ Anna Mons’un erkek kardeşi ve Katerina’nın yardımcısı Alman Willem Mons’un Çariçe ile ilişkisi olduğu iddiaları sonrası idam edildiği belirtiliyor. Bu olaydan dolayı eşi Katerina’ya kızgın olan Petro, Ocak 1725’te ölüm döşeğinde onu affetti. İkilinin hiç erkek çocuğu olmadığı için Katerina 28 Ocak 1725’te tahta kendisi çıktı.”5

Tarihçiler bu konuda ne diyor?

Euronews tarihçilere de sormuş bu konuyu. İlber Ortaylı, “Prut Savaşı sırasında Baltacı Mehmed Paşa ile görüşmeye gelen heyet arasında Çariçe adayı Katerina ve bazı hediyeler vardır. Paşa’nın rüşvet aldığına dair dedikodudan başka bir delil yoktur. I. Petro kuşatmadan kurtulduktan sonra çıkardığı emirnamede Katerina’dan kurtarıcı olarak söz ediyor ve onunla nikâh kıyıyor” derken bir başka tarihçi, Erhan Afyoncu şöyle konuşmuş: “Hediye gönderiliyor. Ancak Katerina kendisi Baltacı Mehmed Paşa’nın yanına gelmiyor. Baltacı-Katerina ilişkisinin aslı astarı yoktur. İşin ilginci bu 19. yüzyıldan sonra uydurulmuştur. Ne Türk ne Rus tarihçilerinde ne de Avusturya kaynaklarında vardır. O dönemde Katerina’nın çadıra geldiği hikâyesi yok. Daha sonra edebiyatçılar tarafından uydurulmuş, romanlar yazılmış. 1912’de yazılmış Alman balatında anlatıyor mesela, Katerina şöyle geldi, üzerinde şu elbise vardı gibi teferruata giriyor.”5

Acaba İslam Ansiklopedisinde bu konuda farklı bir bilgi var mı diye baktım, orada da Katerina’nın Baltacı’ya gittiğine ilişkin hiçbir bilgi yoktu.

 

Baltacı Mehmed Paşa’nın ölümü

Sadrazamlıktan azledilmesinden sonra Baltacı Mehmed Paşa kalebentlikle Midilli Adası’na sürüldü. Ardından Temmuz 1712’de Limni Adası’na sürgüne gönderildi. Eylül 1712’de Limni Adası’nda öldü.1 Vefat ettiğinde yaşı elliyi biraz geçmişti. Mezarı “Niyaz-ı Mısrî’nin gömülü bulunduğu mezarlıktadır.4

Sicill-i Osmani’de Baltacı Mehmed Paşa şöyle değerlendirilir: 

Akıllı, tedbirli, cesur, vakur, bunun yanında düzenbaz, gaddardı.

Osmanlılar Ansiklopedisi’nde ise şu değerlendirme yapılmaktadır: 

Mizaç bakımından hırslı ve devlet işlerinde entrikaya meyilli, fazla kabiliyeti olmayan bir kimseydi.

İşte olayın aslı böyle…

Herkese keyifli günler dilerim.



KAYNAKLAR

* https://www.egitimajansi.com/haber/katarina-baltaci-meselesi-ile-osmanli-tarihinin-ic-yuzu-haberi-48748h.html

1– https://tr. wikipedia.org/wiki/Baltac%C4%B1_Mehmed_Pa%C5%9Fa.

2– Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.IV s.208-209.

3– Akgündüz, Ahmet (1999) Bilinmeyen Osmanlı,, İstanbul: OSAV Yayınları.

4– Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.2 s.154.

5– https://tr. euronews.com/2019/07/12/baltaci-katerina-bulusmas-yasandmi-katerina-sarayi-muduru-prut-savasi-donemini-anlatiyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder