Moskova

Moskova

21 Mart 2011 Pazartesi

MGIMO’da fahri doktora


İlber Ortaylı
Milliyet


Çarşamba günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a MGIMO (Uluslararası İlişkiler Moskova Devlet Enstitüsü) tarafından fahri doktora tevdi edildi. Burada enstitü, yüksek okul-fakülte olarak anlaşılmalıdır. Başbakan doğrusu kendi içinde tutarlı bir konuşma sundu. Yesenin, Dostoyevski, Puşkin okuyan Türklerin yanında Nazım Hikmet okuyan Ruslardan da bahsetti. “1829’da Rus-Türk Harbi sırasında Rus birlikleriyle Erzurum’a kadar ilerleyen Puşkin bu şehri ünlü Erzurum seyahatnamesinde betimler; bugün o şehirde tertiplediğimiz Kış Olimpiyatları’nda Rus öğrenciler en parlak dereceleri aldılar. Yakınlığımız ticari alana aksediyor. 36 milyar dolara kadar yükselen bir dış ticaret hacmimiz oldu, beş yıl içinde bunu 100’e çıkarmayı hedefliyoruz. Son on yılda bu rakamlar nerdeyse 10 misli arttı” derken Türkiye’nin büyüyen milli gelirinden iktisadi açılımlarından bahsedildi.
Türkiye son 30 yılda çok değişti. 1968’de ilk Sovyet akademisyenler grubuna Ankara ve Konya’da rehberlik yaptığımda (ki bunlar Gürcü ve Azerbaycanlıydı, başlarında bir Ukraynalı vardı) böyle bir manzarayı rüyamda görsem inanmazdım. Türkiye başbakanı MGIMO’da fahri doktora derecesi alacak ve Türkiye’nin 80’lerden beri hızla büyüyen rakamları hatırlatılacak çünkü Ruslar zaten biliyor!
MGIMO 1944’te kurulan bir diplomasi mektebi. Stalinist Rusya’nın iyi diplomat olmak için komünist olmanın ötesinde bilgili olması, yani Çarlık’tan kalıp komünizme hizmet verenlerin son grubunun (ki içlerinde ünlü yazar Aleksey Tolstoy da vardı) yeni nesilleri yetiştirmesi gerektiğini Sovnarkom (halk komiserleri kurulu) 14 Ekim 1944 tarihi kararıyla kabul etmişti.

Diplomatlar enerji konusunu iktisatçılar kadar iyi bilmeli
Zamanla MGIMO büyüdü. Sovyet Rusya’daki muhtelif milletler kadar II. Cihan Harbi’nden sonra Varşova Paktı ülkelerinin genç diplomat adayları da burada eğitim gördü. Bugün MGIMO eski binasından çıktı, 6 bin kadar öğrencisi var. Bir düzineye yakını Türk. Yani genç diplomatlarımız içinde yerli kurumlarımız, Amerikan ve İngiliz eğitimi ve az miktarda Fransız eğitimlilerin yanında MGIMO’lular da yer alacak. Türk hariciyesinin renkli unsurlardan oluşması gerekir (Bugün MGIMO’da hukuk, iktisat ve diplomasi olmak üzere üç bölüm var. Diplomaside enerji politikalarına da önem veriliyor. Rusya diplomatının bu alanda iktisatçılar kadar iyi yetişmesi lazım, tabii bu bizim diplomatlar için de geçerli). 1994’te MGIMO’ya üniversite statüsü verildi. Fakültenin kütüphanesi zengin, üstelik bu yakınlarda 1815’ten beri zenginleşen Şarkiyat Enstitüsü Lazarev’in kütüphanesi de bu sisteme dahil edilmiş. Yabancı diller bölümü en çok önem verilen dal, iki dili iyi bilmeyen mezun olamaz.
MGIMO’nun bu haline baktım da sevgili okulumuz Mülkiye’nin tarihi serencamı aklıma geldi. Belki onu da böyle bir modele göre (ki onun eski zamanlardaki haliydi) yeniden düzenlemek gerekecek. Hiçbir toplum ve hiçbir devlet seçkin ve imtiyazlı eğitim kurumu olmadan işlevlerini yerine getiremez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder