Kaynak:
https://oggito.com/
1 Düşünmek
için, kalpsiz mi olmak gerekir sanıyorsunuz. Hayır, düşünmeyi besleyen
sevgidir. Düşen insana el uzatın, mahvolan bir insanla alay etmeyin, onun
haline ağlayın. Sevin onu! Onda kendinizi görün ve ona kendinizmiş gibi bakın.
2 İnsan
niçin yaşadığını bilmezse günü gününe yaşamakla kalıyor; günün geçmesini,
gecenin gelmesini beklemekten başka zevki olmuyor. Bugün nasıl yaşadım,
sorusuna cevap vermeden uykuya dalıyor, ertesi gün gene aynı hayat.
3 Yalnız
kendimden söz edişim bencilliğimden değil, sadece şundan: Ben uçurumun dibine
yuvarlandığım zaman siz bir melek gibi yukarılarda kalacaksınız ve belki bana
bir göz atmaya bile lüzum görmeyeceksiniz.
4 Mesela
deniz. Tanrı eksik etmesin ama bizden uzak olsun daha iyi. İnsana hüzün
vermekten başka şeye yaramaz. Baktıkça ağlayacağınız gelir. Bu uçsuz bucaksız
su kitlesi önünde ruh ezilip büzülür. Hiç değişmeden, alabildiğine uzayıp giden
bu güzel manzarada yorulan göz, dinlenecek bir yer bulamaz.
5 İki
insan arasındaki içten dostluğun kuşkusuz bir bedeli vardır. İki insanın
birbirinin eksiğini fark etmeden ve bunlar için birbirlerini suçlamadan, iyi
yanları görerek yaşaması için hayli büyük bir hayat tecrübesi, akla yakınlık ve
içtenlik gerekir.
6 Hayat
bu, hayat. Kimi ölür, kimi doğar, kimi evlenir. Biz de boyuna yaşlanıyoruz.
Değil yıllar, günler bile birbirine benzemiyor. Ne iştir bu. Keşke bugün tıpkı
dün gibi dün de tıpkı yarın olsa, ne güzel olurdu. İnsan düşündükçe kötü
oluyor.
7 Uzun
zaman susarlardı. Fakat susmaları anlamlı ve zekice idi; sanki aralarında
başkalarının bilmediği sırlar vardı. Onları bir arada görünce insan yalnız şunu
düşünürdü: Bu iki insan bir arada bulunmaktan hoşlanıyorlar, işte o kadar.
8 İlk
bakışta zeki adamlar sanırsın, yüzlerinde ciddilik okunur, ama bütün
söyledikleri şu biçim şeyler: “Falanca veya filanca, bilmem ne satın aldı,
bilmem neresini kiraladı.” Başka birisi: “Aa! olur şey değil; niçin acaba?” Ya
da: “Falanca dün akşam kulüpte müthiş para kaybetti. Bir başkası üç yüz bin
kazandı.” İllallah bunlardan. Bunlar arasında insanlık nerede? İnsanlığın
yüceliği, bütünlüğü nerede kaldı? İnsanlık ufak paralar haline gelmiş.
9 İçimde
neler olduğunu hissetmiyor musunuz? Anlamıyor musunuz? Konuşmakta bile güçlük
çekiyorum. Tam şuramda… Verin elinizi, tam şuramda bir şey, taş gibi ağır bir
şey duruyor, derin bir acı duyuyormuşum gibi. Garip değil mi, acı da, sevinç de
insanda aynı etkiyi yapıyor; soluğumuz kesiliyor, insanın ağlayası geliyor.
Ağlasam belki rahatlarım; tıpkı büyük acılarda olduğu gibi.
10 Hayır,
senin içine çöken kasvet, bezginlik, benim düşündüğüm şeyse, daha çok bir güç
belirtisidir. Canlı hareketli bir ruh bazen hayatın sınırlarını aşar, tatmin
edilemez olur, bu yüzden umutsuzluğa düşer ve bir an için hayata küser. Bu hal,
hayatın sınırlarını arayan ruhun sıkıntısıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder