30 Ağustos 2014 Cumartesi

Yüzbaşının Kızı

Topu topu 38 yıl süren ömrü komploya çok benzeyen bir düelloyla son bulduğunda Aleksandr Puşkin (1799-1837), şiiri kadar roman ve öyküleriyle de (Gogol’la birlikte) 19. yüzyılın öncü Rus klasikleri arasına girmeye hak kazanmıştı.

Puşkin, onu izleyen çağdaşları ve bütün bir dünya edebiyatı üzerinde derin etkiler bırakmıştır.

Yüzbaşının Kızı romanı Puşkin’in başeserlerinden biridir.

Yüzbaşının Kızı, konusu on sekizinci yüzyılın ikinci yarısında Rusya'yı tehdit eden Kazak ve köylü isyanları döneminde geçen tarihsel bir roman. Tarihsel roman "geleneğine" göre kısa sayılabilecek bu metin, edebiyat tarihçilerince gene de Tolstoy'un Savaş ve Barışı'nın öncüsü sayılmaktadır....

Rus edebiyatının büyük ustası Puşkin'in akıcı, süssüz ve berrak diliyle anlattığı 1773 ayaklanması, akıllardan silinmeyecek bir tablo çizer gözler önüne.

Puşkin’in tarihsel roman olarak yazdığı, aynı zamanda, son düzyazı çalışması olan Yüzbaşının Kızı; 18. Yüzyıl Rusyası’nı yansıtır. Katerina’nın hükümdarlığı döneminde, genç Grinev orduda görev yapmaktadır. Ordu sefere çıktığı sırada kar fırtınası vardır ve Grinev paltosunu donmakta olan bir adama verir. Bu hareketi büyük Pugaçov isyanı sırasında ona hiç beklemediği bir şekilde geri döner. Yüzbaşı Miranov’un kızına âşık olan Grinev’in hayatını daha da karmaşık bir hale getirir. Katerina dönemini ve 18. Yüzyıl Rusyası’nı büyük bir gerçeklikle çizen Puşkin, Yüzbaşının Kızı’yla kendisinden sonraki Rus ve dünya edebiyatı üzerinde büyük bir etki yaratmıştır.

Pugaçev'in önderliğindeki isyancıların renkli yaşamlarından sahneler, o güne dek kimsenin cesaret edemediği ölçüde gerçekçi bir biçimde çizilir. Bütün bunların ortasında, tüm engellere karşın kendini korumayı başaran tertemiz bir aşk filizlenir.

Yüzbaşının Kızı her şeyden önce okuyucunun elinden bırakamadan bir solukta okuyup bitireceği, heyecanlı, sürükleyici ve duygusal bir romandır. Yani gerçek bir roman.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder